EKONOMİ - 04 Nisan 2023 Salı 09:42

Zorlu Enerji'ye 'Diamond' ödülü

A
A
A
Zorlu Enerji'ye 'Diamond' ödülü

Zorlu Enerji, kusursuz müşteri deneyimini yaşatan markaların belirlendiği 8. A.C.E (Achievement in Customer Excellence) Awards ‘Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri’nde bu yıl beşinci kez ödüllendirildi. Şirket, Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri’nde “Diamond” ödülünün sahibi oldu.

Zorlu Enerji, 8. A.C.E (Achievement in Customer Excellence) Awards ‘Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri’nde sektörünün birincisi olarak “Diamond” ödülüne layık görüldü. Zorlu Enerji, Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri’nde “Enerji” kategorisinde 5’inci kez üst üste bu ödüle layık görüldü.

Şirketin abonelerine dokunduğu her alanda en iyi müşteri deneyimi yaşattığını belirten Zorlu Enerji Ticaret Genel Müdürü İnanç Salman, “Etik, uyum ve şeffaflık temelleri üzerine kurgulanmış sürdürülebilir ve pozitif katkı sağlayan bir büyüme modeli izliyoruz. Parçası olduğumuz dünya ve toplumla uyumlu operasyonlar yürütmek en önemli önceliklerimiz arasında yer alıyor” diye konuştu.

“Tüketicilerimize dijital alanda sunduğumuz uygulamalarımıza yenilerini ekleyeceğiz”

İnanç Salman, Şikayetvar tarafından uygulanan yıllık 1.5 milyonun üzerinde anket baz alınarak hazırlanan ‘Müşteri Deneyim Endeksi’ araştırması sonuçlarına göre belirlenen A.C.E. Awards’da üst üste elde edilen başarıda değer odaklı yaklaşımlarının katkısının büyük olduğunu belirterek şunları söyledi: “Müşterilerimize temas ettiğimiz her kanalda bütünleşik bir deneyim yaşatıyoruz. Öncelikli hedefimiz, abonelerimizin hizmetlerimizden en iyi şekilde yararlanmaları. Bu hedefimiz doğrultusunda teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak hızlı ve müşteri odaklı hizmet sunma ilkemiz doğrultusunda dijitalleşen süreçler üzerinde yoğunlaşıyoruz. “Dijital Abonelik Hizmetleri” projemizle Zorlu Enerji’den perakende elektrik hizmeti alan tüketiciler için tüm işlem kanallarından mesafeli abonelik işlemlerinin (müşteri hizmet merkezleri, e-devlet, mobil uygulama, online işlemler, çağrı merkezi) kolayca gerçekleştirilmesini sağlıyoruz. 2023 yılında elektrik abonelik işlemlerinin yüzde 95’ini dijital kanallar aracılığıyla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. A.C.E Awards’ta 5 kez üst üste ödüllendirmemize dijitalleşme ve teknoloji alanında yaptığımız bu yatırımların büyük katkısı oldu. Bu kıymetli ödülleri almamızda emeği geçen bütün ekip arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Geleceğin enerji şirketi olma vizyonumuz doğrultusunda her zaman olduğu değer odaklı yaklaşımımız odağında ulusal ve uluslararası düzeyde takdir gören başarılı çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan çetesine yönelik 2. dalga operasyon: 14 gözaltı İstanbul’da yenidoğan çetesine yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire ve 5 sağlık çalışanının yer aldığı 14 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 13’üncü gününde devam ederken, çeteye yönelik yeni bir operasyon yapıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi ve resmi belgede sahtecilik suçlarına" karışanlarına yönelik 26 Nisan ve 29 Temmuz’da İstanbul merkezli eşzamanlı operasyon gerçekleştirildi. Aralarında doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının da yer aldığı toplam 53 şüpheliye yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alınan 23 şüpheli, sevk edildikleri adli adli makamlarca tutuklanırken, 16 şüpheli hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Şüphelilere ait ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ise birçok dijital materyal, yasadışı ilaç ve usulsüz tıbbi işlemlere ilişkin doküman ele geçirildi. Yapılan çalışmaların devamında örgüt lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüphelinin daha suç eylemlerine dahil oldukları anlaşıldı. Bebekleri günlük 8 bin lira karşılığında gereksiz yere yoğun bakım servislerinde tuttukları anlaşıldı SGK tarafından özel hastanelerde tedavi gören bebek hastalara günlük 8 bin lira ödeme yapıldığı için hastane görevlilerinin iyileşen ve taburcu edilmesi gereken bebeklerin, ödeme almaya devam edebilmek için hastanelerde tutmayı sürdürdükleri belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde 7 gün 24 saat bulunması zorunlu doktorun, masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı tespit edildi. Yoğun bakım servisi doktorlarının yalnızca resmi kayıtlarda görevli olarak gösterildiği ancak bebek hastaların durumları ağırlaştığı gün ve saatlerde görevli gösterilen doktorların başka yerde oldukları belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde ise hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları yönünde bulgular elde edildi. Bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı düzenlendiği belirlendi Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, çoğu zaman doktor tarafından düzenlenmesi gereken raporların hemşireler ya da hasta bakım elemanları tarafından doldurulduğu tespit edildi. Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin durumu kötüleştiğinde görevli doktorların hastaneye gitmedikleri ve bebeklerin ölümü ile sonuçlandığı anlaşıldı. Bu kapsamda bugün yapılan eşzamanlı operasyonda eş zamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire ve 5 sağlık çalışanının yer aldığı 14 kişi gözaltına alındı.
Niğde Çırak bulamadığı zanaatını eşiyle birlikte yaşatıyor Niğde’nin Bor ilçesindeki atölyesinde yarım asırdan uzun süredir bıçak üreterek geçimini sağlayan İhsan Binay, gelişen teknolojiye rağmen eşiyle birlikte bıçakçılık zanaatını sürdürüyor. Eşiyle birlikte çalışan el yapımı bıçak ustası 76 yaşındaki İhsan Binay, şekil verdiği demir ve çeliği keçiboynuzunun yanı sıra plastik ve ahşapla birleştiriyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğini aynı atölyede 60 yıldır sürdüren Binay’a en büyük desteği ise eşi Meliha Binay veriyor. Yarım asırdan uzun süredir Bor ilçesi ve civar köylere hizmet verdiğini söyleyen Binay, el emeği bıçakların seri üretim bıçaklara kıyasla çok daha kaliteli olduğunu söyledi. Mesleğe 12 yaşında başladığını anlatan Binay, “Bizim yaptığımız bıçaklar hakiki el dövmesi. Sanat bir aşk ve heves işi. Hevesi olmayan, aşkı olmayanlar sanatkar olamaz. Bazıları yeter çalıştığın bırak diyor ama benim yeni başlamış gibi mesleğe hevesim var. Meslek aşkı olmasa devam etmez” dedi. “Gençlerin zanaat gerektiren işlere hevesi yok” Mesleğini öğretecek çırak bulmakta zorlandığını anlatan Binay, gençlerin zanaat gerektiren mesleklerle ilgilenmediğini söyledi. Binay, “Çıraklar biraz çalışıp bırakıp gidiyor. Benim gençlere tavsiyem elinden geleni yapsınlar. Şimdiki gençlerin sanata ilgileri yok, hazır satayım istiyorlar. Bizim gibi temelden mesleğe hevesleri yok. Bizlerden sonra zaten bu mesleği yapacak kimse kalmıyor. Sadece bizim burada değil, Türkiye genelinde de mesleği bırakıp emekli olanlar yerine kimseyi bulamıyorlar” diye konuştu. Mesleğini büyük bir aşkla yaptığını söyleyen İhsan Binay, sağlığı el verdiği ölçüde bıçak üretmeye devam edeceğini sözlerine ekledi. El emeği bıçak üretiminin son temsilcilerinden olan İhsan Binay’a işlerinde yardımcı olan eşi Meliha Binay ise, “Elimden geldiği kadar destek oluyorum. Beraber dükkanı açıyoruz, beraber kapatıp evimize gidiyoruz. Bu sanatı sürdürecek kimse kalmadı. Çırak bulamıyor, ben de gücüm yettiği kadar destek oluyorum” ifadelerini kullandı.
Antalya Piyano Festivali’nin gişe biletlerinin satışı başladı Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin şehirdeki en önemli sanat etkinliklerinden olan 24’üncü Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin gişe biletleri AKM’de satışa çıktı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde geri sayım başladı. 7-20 Aralık tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde Türkiye ve dünyadan birçok yıldızı müzikseverlerle buluşturacak festivalin gişe biletleri Atatürk Kültür Merkezi (AKM) gişelerinde satışa çıktı. Festivalin internet bilet satışı geçtiğimiz günlerde başlamış, dakikalar içinde tükenmişti. Uluslararası Antalya Piyano Festivali kapsamında dünyaca ünlü sanatçı ve grupların konser biletlerini alabilmek için sabahın erken saatlerinde AKM gişelerinde sıraya giren vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Antalyalılar, bu sanat ve müzik dolu festivali sabırsızlıkla beklediğini belirtti. Satışlar, resmi olarak 20 Aralık’a kadar sürecek olsa da yoğunluk sebebiyle kısa süre içerisinde tükenmesi bekleniyor. Sanatçı Karsu’nun biletleriyse daha ilk günden tükendi. Müzik ziyafeti sunuluyor Bilet almak sabah erkenden AKM gişesi önünde yerini alan müziksever Pırıl Ayman, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu festivale uzun yıllardır düzenli olarak katılım sağladığını söyledi. Ayman, “Kerem Görsev, Karsu ve daha birçok önemli müzisyeni dinlemek için burada bilet sırasına geldim. Biletlerin kısıtlı olduğunu bildiğim için çok erken bir saatte geldim ve ilk sırada yerimi aldım. Önceki festivallerde çok kaliteli müzisyenlerle çok kaliteli zamanlar geçirdim. Festival biz Antalyalılara müthiş bir müzik ziyafeti sunuyor” dedi. Dünyaca ünlü sanatçılar Klasik müzik, caz ve Flamenko’da Türkiye ve dünyadan birçok yıldızı Antalyalılarla buluşturacak olan festivalin açılış gecesinde ünlü sanatçı Karsu sahne alacak. Festival süresince La Fortuna Tango, Agora Senfoni Orkestrası, Kerem Görsev Trio, Duendo Famenco Feat Maria Farelo & Christian Perez ve Ferhan- Ferzan Önder gibi dünyaca ünlü sanatçılar da Antalyalılarla buluşacak.
Adana İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Paydaş: “Kronik böbrek hastalıkları dünyada ölüm nedenleri arasında 10. sırada” Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Saime Paydaş, Türkiye’de kalıtsal böbrek hastalıklarının (KBH) çok iyi bilinmediği ve geç fark edildiğine dikkat çekerek, “Çocuklardaki KBH vakalarının yaklaşık yüzde 30 ila 50’sinin, yetişkin vakalarının ise yaklaşık yüzde 10 ila 20’sinin nedenin genetik böbrek hastalıkları olabileceği tahmin ediliyor” dedi. Acıbadem Adana Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Saime Paydaş sağlıklı bir böbreğin, metabolizmadaki fazla sıvı ve toksinleri attığını, ancak böbrek hastalarında bu işlevlerin bozulduğunu, hem kandaki toksinlerin birikmesi hem de sıvı dengesizliği nedeniyle kan basıncının yükselerek vücudun dengesini bozabileceğini dile getirdi. Türkiye nüfusunun yüzde 10’unu etkileyen kronik böbrek hastalıkları (KBH) hakkında bilgi veren Prof. Dr. Paydaş, KBH’nın, böbrek işlevlerinin zamanla azalması şeklinde ilerlediğini ve ileri evrelerde böbrek yetmezliğine dönüşebileceğini; tedavi edilememesi durumunda ise diyaliz veya böbrek nakli gerekebileceğini ifade etti. Kronik böbrek hastalıklarının dünyada ölüm nedenleri arasında 10. sırada yer aldığını hatırlatan Prof. Dr. Paydaş, “Kronik böbrek hastalıklarının başlıca nedenlerinden biri kalıtsal böbrek hastalıklarıdır. Genetik hastalık; bireyin DNA’sındaki kalıtsal veya doğuştan gelen genetik değişiklikler sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarını ifade eder. Dünyada genetik böbrek hastalıklarının; çocuklardaki KBH vakalarının yaklaşık yüzde 30 ila 50’sinin, yetişkin vakalarının ise yaklaşık yüzde 10 ila 20’sinin nedeni olabileceği tahmin edilmektedir” dedi. “Dünya çapındaki en yaygın genetik böbrek hastalığı” KBH’lı yetişkinlerdeki genetik böbrek hastalıklarının başlıca nedeninin kistik böbrek hastalıkları olduğunu ve bu hastaların böbreğinde çok sayıda kist bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Paydaş, “Bu gruptaki ‘otozomal dominant polikistik böbrek hastalığı’ dünya çapında en yaygın genetik böbrek hastalığı olup böbrek yetmezliği olan tüm hastaların yüzde 4 ila 8’inde görülür. Bu hastalarda sıklıkla hipertansiyon, hematüri, ağrı, baş ağrısı, taş, karında şişkinlik, beyin kanaması, böbrek fonksiyonlarında azalma gözlemlenir. ‘Otozomal resesif polikistik böbrek hastalığı’ ise esas olarak çocukluk çağı kistik böbrek hastalığıdır, nadiren erişkinlerde görülebilir” dedi. Ayrıca ‘Nefronofitiziz’ türünün ise böbrek fonksiyonlarında ilerleyici bozukluklarla ortaya çıktığını anlattı. “Sağlıklı kişilerin çocuklarında kalıtsal böbrek hastası olabilir” Genetik geçişlere bakıldığında anne babasında böbrek hastalığı bulgusu görülmeyen çocukların bazı hastalıkları kendi çocuklarına taşıyabileceğini belirten Paydaş, “KBH’nın ‘monogenik’ yani hastalığa yol açan tek genin nedeninin belirlenmesiyle, hedefe yönelik tedavilerle olumlu sonuçlar alınabilir. Genetik testler ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak; hastalığın seyri hakkında hasta ve aileyi bilgilendirmek; böbrek dışı belirtilerin değerlendirilmesini sağlamak; böbrek naklinden sonra hastalığın tekrarlama riskini öngörmek ve hastanın risk altındaki akrabalarının taranması, üreme kararları ve canlı vericilerin taranması konusunda bilgi sağlayabilir” diye konuştu. “Erken evrede hastalığın ilerlemesi yavaşlatılır” Böbrek hastalıklarında tedavi planlarının, hastalığın türü ve evresine bağlı olarak değiştiğini belirten Prof. Dr. Paydaş, erken evredeki vakalarda hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için ilaç tedavisi, kan basıncı ve kan şekerini kontrol altına alma önlemlerinin uygulandığını ifade etti. Diyet düzeninin de böbrek sağlığına katkısından bahseden Prof. Dr. Paydaş, hekim önerisine göre sodyum, potasyum ve protein alımı sınırlandırılabileceğini; ileri evrelerde ise diyaliz veya böbrek nakli gibi seçeneklerin gündeme gelebileceğini söyledi. Böbreklerin işlevini yerine getirmek için diyaliz tercih edilebileceğini; kalıcı bir tedavi için ise böbrek nakli gerekebileceğini sözlerine ekledi. “Genetik araştırmalar giderek artıyor” Prof. Dr. Paydaş, ailede böbrek hastalığı, diyaliz ve böbrek nakli öyküsü; böbrek hastalığı olan kişiyle kan bağı olması; kalpte, gözde, sinir sisteminde tutulum belirtileri, işitme kaybı, gut gibi böbrek dışı tespitlerin olması; hastanın görünümünde bozukluk olması; 50 yaşından erken gelişen KBH; kistik böbrek hastalığı nedeni bilinmeyen KBH gibi durumların varlığı halinde hastalara genetik test uygulanabileceğini anlattı. Risk grubundaki kişilerin çocuk sahibi olmadan önce genetik bilgi sahibi olması ve titizlikle takip edilmesinin hem hastalıkların görülme sıklığının hem de böbrek yetmezliği gelişmesinin azalmasını sağlayacağını dile getirdi. Kronik böbrek hastalığıyla ilgili genetik araştırmaların giderek arttığını vurgulayan Paydaş, “Genetik testi negatif hastalar aralıklı olarak yeni risk genleri için tekrar değerlendirilmelidir. Genetik testlerin iyileştirilmesi ve yeni varyantların tespit edilmesi ile genetik hastalık doğrulanabilir. Genlerle ilgili yeni tedavilerin gen özelliği bilinen hastaya uygulanması mümkün olacaktır” dedi.